Doğum Günü Hazırlığı - 1
On dört asır evvel yine bir böyle geceydi; gönüller katı, hayaller puslu, geleceğe dair güzellikler kayıp…
Kumdan ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi; asırlardır beklenen, en çok özlenen, yolu, izi, sesi ve de nefesi gözlenen… Öksüz, yetim, garip, yoksul…
Lakin o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler; gözlere gösteren gönüldü elbet. Gönüller çoktan zindan olmuştu. Neyi kaybettiklerinden öylesine bihaberdiler ki önlerinde var olan güneşe rağmen donarak ölüme gidiyorlardı…
Hâlbuki kaç bin senedir bekleşmedelerdi. Uyuduğunda evladını özleyen annelere, merhametini sunan Rablerini öğretmek için gelen rehberdi. O (sav) hiç beklenmez miydi?
Nerden görecekler göremezlerdi tabi… Güzel olanı görmekte, doğruya gitmekte, hakikat olanda kalmakta irade isteyen zahmetli meziyetlerdendi…
Bir kere zuhur ettiği çöl en sapa yerdi. Zor bilinene, imkânsız görülene, olmazlara, alışılmış olanın tek doğru olmadığına, insanlığın sıkıştırıldığı kalıpların yıkımına, en uzaklardan en derinlerden başlamalıydı…
Bir kere de mamure’i dünya o zamanlar… Anneler saygıya muhtaç, yavrular sevgiye aç, kız evlatları var ile yok arafında, ama hep kötünün tarafında… Güçlüler zalim, mazlumlar nefessiz…
Buhranlar içindeydi bugünden de beterdi… Tanesi okyanusa düşse, tüm canlıları yok edecek cerahat halinde çöl olmuştu varlık…
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta… Öyle ya o vahşiler birlikte gider başka türler ile rızıklanırdı. İnsanlık ise kendi evlatlarını diri diri gömme yarışında derece kazanma ardında vardı…
Ya da yoktu… Yok olmaktaydı…
Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi… Yeryüzündeki tüm insanlık aynı atadan gelmekteydi. Lakin insanlık yapılmayacak yanlışları yapmanın ötesinde bir de teşhir etmede yarışır haldeydi…
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin… Yanlışı, irtikâbı ve de zulmü en çok da kendisinden emin olunacak kişiler yapıyor, Ebrehenin giremediği bölgelerde otağlarını kuruyorlardı…
Salgındı bugün şarkı yıkan tefrika derdi… Kardeşler birbirini rakip görüyor, güzel özellikleri ile övünmek bir kenara, benden iyi olanı nasıl yıkarım yarışı ile yoruluyorlardı…
(Devamı birkaç gün sonra)