Paralel Evren
Olabilir
İnsan yokuş çıktıktan sonra
Düzlükte pes edebilir
Yakın zaman evvelinde Allah’u Tealanın zamanı ve mekanı aşan adaleti ile ilgili satırları birlikte tarihe emanet etmiştik. Bu defa benzerliği olduğu gibi farklılıkları ile de bamtelimize dokunan bir mevzu üzerinden hatıra mirasımıza katkıda bulunmak istiyorum…
Düşünce ve de inanç farklılığından ötürü “yok olmaya” itilen bir avuç insan…
Asırlardan beri var olan bir zulmün evrenler arasındaki yolculuğu…
Korktuğunu rab yapanlardan değil, Rabb olandan korkanlardan, bilinmesi gereken Yüce Yaratıcıya inanan, O’nun rızasını gözetmeye çalışan, bu nedenle yanlış yapana “sen yanlış yapıyorsun” sözlerini söyleyen, söyleyebilen doğru yolun yolcuları olan, azınlığın hikayesi…
Kaderlerinden kaçamayacaklarını, kaçışın da kader olduğunu bilenlerin hikayesi…
Hiçbir zafere çiçekli yoldan gidilemeyeceğini, dünyanın hüzün yeri olduğunu bilenlerin hikayesi…
Her devirde “Rabbim Allah” dediği için dışlanan oluyor ve de umulmadık bir destek ile rahmani soluklar almaları sağlanıyordu. Hepimizin çok iyi tanıdığı Hz Musa karşısındaki Firavunun sarayından biri olan, rivayetlerde polis şefi yahut güvenlik amiri olarak bilinen Mümin ali Firavunun dönemin zalimine karşı “Rabbim Allah” dediği için bir insanı öldürecek misiniz? Sorusunu sorduruyordu…
Kitabı kerimin Mümin suresi 28. Ayeti kerimesinde anlatılan vaka ile alemlere gönderilen kitabın, tüm zamanlara ve dahi tüm evrenlere yaşanması muhtemel vakaları ve de duruşları resmettiğini görüyoruz…
Hz Ömer ve Hz Hamza gibi iki şehit namzetinin Müslüman olması ile ashabı kirama Mekke’de uygulanan boykot Allah Resulüne inananların bu manadaki ilk ağır imtihanlarıydı. Evrakı perişan olacak izah edebileceğimiz sayfalarda özetle yazanlar şu şekildeydi;
Onlarla ticaret yapılmayacak, selam verilmeyecek, onlara yapılanların şiddeti her geçen gün artırılacak, açlıktan ölmeleri sağlanacak, bulundukları bölgeye yardım amaçlı gidenler cezalandırılacak, sürekli takip edilecek, bu yapılanları “yanlış” kabul edenler dahi cezalandırılacak…
İnanılması güç maddelerin uygulandığını Hz Hatice validemizin kuzeni, Efendimizin dostu henüz Müslüman olmayan Hakim b. Hizamın bir gece gizlice mazlum insanlara erzak götürmeye çalıştığında dönemin firavunu Ebu Cehil tarafından yolunun kesilmesi “onlara yadım etmek yasak” sözlerini haykırması ile görüyoruz…
Güzel anılarımızın farklı süzgeçlerden geçirilerek anlatıldığı hikâyelerimizin heybesinde, hüzünlerimizin dönemler arasında birbirine benzese dahi güncellenerek arttığı ve de muhteşem olduğu paralel evrenlerden selamlar almaktayız…
Kuranı kerim de kardeşleri tarafından duyulan kıskançlık ve hasetten ötürü ölümü adına kuyulara atılan, köle pazarlarında düşük bir ücrete satılan, sonrasında iftiralara maruz kalarak zindanlara düşen ve de yıllarını özgürlüğünden mahrum olarak geçiren Hz Yusuf peygamberin hayatının anlatıldığı kıssa bu dönemde nazil oluyordu.
Yüce yaratıcı kendisi adına sabredenleri müjdeliyor. Kardeşlerinin duyduğu hasedin neticesinde çekilen zorlukların akıbetini zindanlardan sultanlığa yükseleceğini söylüyordu.
Günümüze döndüğümüzde ise Hz Musa’dan Hz Yusuf’a Efendimiz döneminde yaşanan boykottan nicelerine yaşanmış bu gerçekler ibretlik hikayeler arasında yerlerini alıyorlardı…
Şükürler olsun ki şimdilerde sadece hikaye olarak kalmış bu olayları, dünyaya örnek milletimiz bambaşka bir şekilde yaşıyor ve ahiret adına konumlarını kazanıyordu. Öyle ya “Allah’a saygılı olan öğüt alır”… (A’la-10)
Yine kitabımızın bizlere anlattığı gibi devam ediyordu her şey… Herkes kendi vadisinde yerini alıyor, kendisine yakışanı yapıyordu…(isra-84)
İlgi ve sevgiyi kararında göstermeli…
Çiçekler güzeldir fakat gereğinden fazla sulandıklarında ölürler.
Teşekkür ederiz