Son Ada - Zülfü Livaneli

Anlatıcı, Yazar’ın arkasından bir vefa borcu olarak yazıyor bu romanı. Nerede olduğunu, başına neler geldiğini, hayatta olup olmadığını bile bilmediği eski dostuna ithafen yazıyor kitabı. Yazar kadar güzel yazamadığını ama olayların unutulmaması gerektiğini söylüyor. Kendi tabiriyle, ‘’Benim amacım size ustalığımı kanıtlamak değil, hikayemizi anlatmak.’’

Yazar’a karşı hem vefa, hem pişmanlık, hem de özlemi görebilirsiniz…

Dünyayı geride bırakıp sessiz bir adaya yerleşen insanların hikayesi bu. Başlarına bir felaket gelmeden önceki mutlu hayatlarını, gelen felaketi nasıl da fark edemediklerini ve peşi sıra gelen pişmanlıklarını anlatıyor.

Adanın her bir sakinin farkı bir hikayesi, farklı bir karakteri var. Ama hepsi elindekilerle yetinmesini biliyor. Martılar, çam fıstıkları, deniz ve komşularla yapılan muhabbet onlara yetiyor. Daha fazlasını istemek akıllarına bile gelmiyor. Ta ki Başkan gelip Ada’da taş üstünde taş bırakmayana, insanların zihinlerine zehirli tohumlar yerleştirene kadar…

Ada’nın asıl sahipleri Martılar, yönlendirilmeye açık halk, içten içe paragöz olan 1 Numara, olayların nereye gittiğini fark edebilen aydın Yazar, silahı masumiyeti olan sessiz savaşçı Bakkal’ın Oğlu, sonradan geldiği Ada’yı hızla mahveden Başkan, Başkan’ın sözü dışına çıkmayan askerler, sosyalleşmeye kapalı olan Başkan’ın torunları…

Kendi içinde bir toplum, bir ülke olan Ada; Başkan’dan sonra günden güne eriyip giderken Yazar dışında bunu fark edebilen çıkmıyor. Başkan hepsinin gözüne yavaşça at gözlüklerini yerleştirirken fark edemiyorlar. Fark ettikleri zaman ise; bileklerinde kelepçeler takılı bir halde, kaçtıkları her şeye geri dönüyor bir halde buluyorlar kendilerini.

Şu cümleler tüm kitabı özetliyor aslında ;

‘’Başkan’ın attığı her adımı büyük bir saflıkla kabul etmiştik. Martılar ise karşı koydukları ve uzlaşmadıkları için kazanmıştı.’’

Yazar var gücüyle Başkan’ın çirkinliklerini ortaya koyarken, insanlar Başkan’ın hitabet gücüne takılı kalırken, Martılar vahşice katledilirken, ağaçlarla beraber gelecek de budanırken, yumurtalarla beraber umutlarda ayaklar altında ezilirken, hataların cezası olarak evlere hayvanlar musallat olurken, dostluk bağları bir bir koparken, şortların yerini takım elbiseler alırken; Yazar’la beraber mücadele veren tarafta olmanız dileğiyle…

16 Mayıs 2022