Eskici Geldi Hanım
Biz hanımlar öyle severiz ki biriktirmeyi. Anılar biriktiririz.
Güzellikler, neşeler bazen de acılar ve bizi üzen hatıralar. Zaman zaman da can sıkıntısından eskilere dalar, tozlu raflardan acı hatıraları çıkartıp bozuk plak gibi takılır kalırız. Ya da eski bir eşyaya, kırık bir fincana bile anlamlar yükleyip hatırası var der ve onları kendimize yük ederiz…
Oysa aslolan yaşanmışlıklarımız değil midir?
Eski bir dost ile kahve içtiğimiz fincan mıdır hatıra?
Yoksa dostumuzla kahve eşliğinde ettiğimiz sohbet mi?
O an yüzümüzü güldüren şeyler ve halen hatırımızda kalan muhabbetler mi?
Bizi aşağıya çeken yüklerimizden kurtulmalıyız. Tozlu raflardan sadece kitaplarımızı indirip, bahar temizliğine buradan başlayabiliriz…
Aaa o da ne dışardan bir ses geliyor, geçen sanki eskici…
- Eskici geldi haanımm! diye sesleniyor.
Haydi kulak verelim. Vakit kırık dökük eşyalardan, kulpu kırılmış fincanlardan kurtulma vakti. Torbamızı doldururken, bizi acıtan, üzen hatıraları koymayı da unutmayalım. Torbamızın ağzını sıkıca bağlayalım ki bir daha oradan çıkamasınlar.
Pencerelerimiz bu ara açık kalsın emi. Bolca ışık, baharın taptaze mis havası, bolca muhabbet ve neşe içeri dolsun…
Neşeli günleriniz bol olsun…