İbnü'l Vakt - Anı Yaşamak
“ibnü'l vakt” geçmiş ve gelecek kaygısından kurtulan ve yalnızca bugünü değerlendirmekle meşgul olan.
“ebu'l vakt“ ise tüm zamanların endişesinden tamamen kurtulan kişi “vaktin, zamanın babası" anlamına gelmektedir.
Son zamanlarda gelecek kaygısı neredeyse herkesi sarmışken, değişimin hızına "gerçekten" ayak uyduramazken “ibnu'l vakt” halinde olmak epey zorlayıcı olabilir elbette.
Biz insanız ve nefsimiz var. An gelip kendimizi teskin edebiliyorken, an geliyor bir cenderenin içine sıkışmış buluyoruz kendimizi.
Bunlar bir kenarda dursun, tüm olana bitene rağmen içimize su serpecek; tabiri caizse bir aydınlanma yaşatacak iki cümle iliştireceğim şuraya;
“Her nasip vaktine esirdir”
“Rızıklar Allahın teminatı altındadır”
Bu iki cümle üstüne günlerce düşünülebilecek ve hakikatini anladıkça sadrımıza genişlik verecek kıymettedirler.
“Allah var o her şeyi en güzel hali ile bilir” Elhamdülillah…
Bu noktada bir de şu pencereden bakabiliriz ki çok tesirlidir; evimizin kıymetlileri, evlatlarımız.
Onlar ‘anda’ kalabilmenin en güzel rehberleridirler. Belki de ömrümde gördüğüm en “ebu’l vakt” onlar. Nacizane onlarla oyun oynarken içinize dönüp bir bakmanız ve kendinizi ne denli onlarla geçirdiğiniz ana bırakabildiğiniz..
Her birimize, çocuğun dünyasında kalabilecek iç genişliği diliyorum.
Son olarak bizi andan, içimizden, kendimizden uzaklaştıran en etkili başlık “teknoloji” olabilir. Zaman yönetimi ile bir yola koyulmazsa aile hayatına kadar zedeleyebilecek bir unsur.
Elinden oyuncağı alındığında ağlayan bir çocuk gibi olurmuyuz, telefonlarımız elimizden alındığında?
Şöyle bir öneri hepimizin hayatına iyi gelebilir;
“sosyal medya ve telefon detoksu”
Önce günlük birkaç saat ile başlayıp günlere ve haftalara çıkarabilirsiniz.
Tecrübe etmiş biri olarak ilk zamanlar sudan çıkmış balığa dönmeniz muhtemel. Sonrasında ise zaman geçtikçe ve siz bu beceriyi kazandıkça dönüş yapmak istemiyorsunuz ”sosyal medya girdabı” na.
Bu noktadan sonra ise sadece zamanı yönetmek kalıyor. Arzu ettiğiniz vakitlerde ilgilenip sonrasında ise iradi bir şekilde “bu kadar yeterli” deyip kenara bırakabilmek…
Hepinize kolaylıklar diliyorum…
Hoşçakalın...
Bazen istem dışı telefondan uzaklaşıyorum şarj bitiyor derken bi bakıyorum bitmez sandığım işler bitiyor, konusunu sevmediğimi sandığım kitapa kendimi kaptiriyorum kitap bitiyor, sessizlikte düşündükçe yeni fikirler üretiyoruz teknoloji yani başımızda olunca uyuşup gidiyoruz