Gölgeye Mektuplar - 3
Sevgili Gölge;
Bu sabah bisikletimin sepetine bir demet ortanca bıraktım, sen gelip al diye. Ve sanırım gelip aldın, çünkü işten dönerken tekrar baktığımda sepet boştu.
O ortancaları seçmek için ok uğraştım biliyor musun, çiçekçide uzun süre bekledim. Hangi demetin daha güzel olduğuna karar veremedim. Tam vazgeçip başka bir çiçekçiye gideceğim sırada, rafın en arkasında küçük bir buket gördüm. Soluk pembe renkli ortancalar ve beyaz bir kurdele… Sanki diğer buketler onu dışlamış, yalnız kalmış gibi hissettim. İşte bu yüzden onu seçtim, yalnız kalanları mutlu etmeyi severim ben.
Sonra ara sokaklardan geçerek parka geldim, bisikletimin üstünde tombul bir güvercin duruyordu. Yanına gidip güvercini korkutmak istemedim, bir ağacın altında durup kuşun uçmasını bekledim. En sonunda uçup gözden kayboldu. Ben de ağacın altından çıkıp bisikletimin yanına geldim. Sepetine kuru yapraklar dolmuş, önce içini iyice temizledim sonra çiçekleri yerleştirdim dikkatlice.
İşten çıkıp da eve dönmeden önce parka tekrar uğradım, belki benim için bir şey bırakmışsındır diye. Ve evet, itiraf etmeliyim ki gelip gelmediğinden şüphelenmiştim. Ama boşuna endişelenmişim, sen geldin çünkü. Senden başkası almış olamaz ortancalarımı. Bana bir şey bırakmamışsın ama olsun, gelip alman bile yeter. Ah sevgili dostum, demek gerçekten aldın hediyemi.
Biliyor musun, yüzümde kocaman bir gülümsemeyle parktan çıkarken çok kötü bir şey gördüm. Sevgililerin üstüne isimlerini kazıdıkları bankın altında bir buket ortanca gördüm. Kim bu kadar acımasız olabilir ki? Kim bir demet çiçeği orada bırakır ki? Üstelik benim buketime çok benziyordu, belki de çiçekçi iki tane satmıştır aynısından. Eğer benimkini senin almış olduğuna inanmasam, yerdeki demetin benimki olduğuna inanırdım. Sepetimden rüzgarın sürükleyebileceği bir yerde duruyor çünkü. Ama hayır, benimkini sen aldın. Sen iyi birisin çünkü. Hem rüzgar benim dostumdur, benim buketimi çamurların içine sürüklemez.
Parktan çıkıp doğruca müzisyen kızın olduğu caddeye gittim. Çünkü karşı kaldırımda durup seni bekleyeceğimi söylemiştim. Ama caddeyi kapatmışlar, kaldırımlarını yenilemek için. Halbuki eski kaldırımlar daha güzel değil midir? Yeni takacakları kaldırımlar ezilmemiş, yıpranmamış olacak. Peki yıpranmış ve yorulmuş insanlar o taşlara basarken içleri acımayacak mı? İnsanları anlamak gerçekten zor, eskimiş olan ne varsa söküp atıyorlar.
Cadde kapalı olduğu içi müzisyen kızı da göremedim. Seninle de buluşamadık o yüzden. Hem eve dönüş yolum iyice zorlaştı. Başka bir caddenin, ama arabalara açık olan bir caddenin, üstündeki üst geçidi kullanmam gerekti. Koşarak geçtim üst geçitten, altımda arabaların çığlık atması hoşuma gitmedi. Ben gürültüyü sevmem, işte bu yüzden o üst geçidi hiç kullanmıyorum.
Ben en çok bisikletimle geçtiğim ara sokakları seviyorum. Ve artık seninle karşılaştığımız caddeyi sevmeye başladım. Kaldırım çalışmasının yarın akşam biteceği yazıyordu. Bir gün daha üst geçide katlanmam gerekecek.
Dışarıdan rüzgarın uğultusu geliyor, sanırım mektubumu vermemi bekliyor. Onu daha fazla bekletmesem güzel olacak.
Bugün gelip ortancalarımı aldığın için teşekkür ederim. Sen çok iyi bir arkadaşsın.
Kendine iyi bak dostum.
5.06.2022