En İyi Anne Sensin!
10 yıl önceydi ilk emanetimi kucağıma alışım...
Herşeyden bihaber; acemi, toy, cahil..
Daha kendimi tanimazken bir bebeği tanımaya çalışmak.
Fıtrî süreçlerini rehberlik ederek izlemek yerine; oldu bittiye getirmek, biran evvel hallolsun bitsin düşüncesiyle gerçekleştirmeye çalışmak... Doyumsayamadan, özümseyemeden, hissedemeden...
Benden ayrı bir insan yavrusunun benim hayatıma bu kadar dahil olmasını anlayamamak ve akabinde bocalamak, bocalamak, bocalamak...
Sırf kaygı düzeyimin yüksekliğinden (doymuyor, sütüm yok, yetmiyor), tecrübesizligimden sadece 4 ay anne sütü ile besleyebildim yavrumu. Bedensel ihtiyaçlarını yok sayıp çok matah birşeymiş gibi "uyku eğitimi" vermeye çalıştım ağlata ağlata...
Her geçen gün ağlamasının dakikası azalırmış öyle diyordu "batı ilmi" ve destekleyen bazı yurdum bilim insanları. Sonra öğrendim ki; gün be gün ümidini kesiyormuş da; ağlamaları ondan azalıyormuş, sadece anne kucağına hasret, güven duygusuna ihtiyaç duyan minik bebeğimin.
Sonra ikinci kızım; biraz daha rahat,biraz daha aşina bir annelik ama yok -cık yine tam değil...
11 aylık ancak süren emzirme süreci çoğunlukla hissedemeden, ruhen kendini bırakamadan.
Peşi sıra gelen kendini sorgulamalar, tanımaya çalışmalar, anlam bulma çabaları...
Yüreğimden gelen "bir terslik var sesleri" ve ona direnen içimdeki kabuklarım...
Zorda olsa kulak verdim derinden gelen seslere ve kâh keyifle, kâh canim acıyarak kırıldı birer birer dirençli kabuklarım.
Bir süre sonra dualarımın karşılığı 3. annelik 3. kız evladım Ayşe Sare'm yaralarıma merhem niyetine nasip edilmiş minik kuzum......
Saatmiş, şuymuş, buymuş hiç birini dikkate almadan emzirmeye çalıştım. Kaygı peşimi bırakmak istemedi elbette ama bir şekilde halledip tıkadım kulaklarımı etraftan gelen karmaşık seslere. Kokusunda huzur bulup kendimi birakarak ve hissederek doyumsamaya çalıştım zamanın hızla akıp giden hoyratlığını...
İzleyebilmek dakikalarca Allah'ım ne büyük lütuf...
Allah her anneye indirirmiş o lâtif hali -ki hemhal olabilsin o minik bedenle, duyabilsin ihtiyaçlarını, o muhtaç hallerini, izleyebilsin bedenindeki o yavaş hareketlerini...
Biliyorum; yaşadıklarım tekamül yolculuğumun olmazsa olmazlarıydı. Nasiplenebilmek için "olmamasi gerekenleri" yaşamam gerekiyordu. İçime akan o yaraların açılması gerekiyordu... Acımı duyup iyileştirebilmek için...
Tam değil tamam değil. Artık ben zorlanmayacağım, çocuklarımı hiç incitmeyeceğim demem, diyemem. Ama onlara güvenli liman olmak için elimden geleni yapabilirim... Değerlilik hissi ile varolmalari için çabalayabilirim. İstemeden de olsa onları üzdüğümde bu durumu onlarla konuşabilirim...
Kalbinin bir yerinde inceden düzeltmeye çalıştıklarının sızısını duyabiliyorsan canım anne; lütfen üzülme. Yalnız değilsin ve "iyi olmak" mümkün.
Emin ol evladına en iyi anne sensin...
Sevgi ve muhabbetle...